
HAVUZ TEMİZLEMEK
Babamın çok ilginç bir hobisi vardı. Başkasında rastlanamayacak türde bir hobi...Bir bayram sabahı onu görüp hayrete düşen teyzelerin kafası eminim bugün bile karışıktır.
ANIYI PAYLAŞAN: Burak Özcan
Gelibolu’da evimizin önünde teknelerin yanaştığı çok küçük, sadece 2 tekne kapasiteli, bir iç limancık var. Doğal bir mini göle benzediği için buraya havuz diyoruz. 1970’lerin başında babamın yaptığı ufak tefek dokunuşlarla son halini almış ve yıllar içinde tekne yanaştırmaktan çok çocukların eğlendiği veya yüzme öğrendiği bir alan olmuş.
Babamın hayattaki en büyük hobilerinden birisi bu havuzu temizlemekti. Ben çocukken, hafta sonları İstanbul’dan geldiğinde sabahları yaptığı ilk iş tam bir rutindi. Deniz gözlüğünü takar, bir eline kepçe diğer eline çekicini alır, baltalar elimizde uzun ip belimizde nidalarıyla havuza girerdi. Ana amacı çocukların havuzda rahat oynamaları için gereken altyapıyı sağlamaktı. Kah ayaklarına kestane batmasın diye zemini temizler, kah sivri kayaları düzeltir, kah havuzda biriken çöpleri ve yosunları temizlerdi. Sonuçta deniz, doğal bir habitat, ne kadar temizlersen temizle ertesi gün yine kirlenirdi havuzumuz.
Sanki zorunda olduğu bir iş gibi her gün saatler geçirirdi 30 m2 yüzey alanına, 1 metre derinliğe sahip havuzda. O küçük dünyadaki balıklarla, yengeçlerle arkadaşlık yapardı. Topluma bir hizmet sağlamanın verdiği keyif o kadar büyüktü ki, annem kahvaltıya çağırdığında bir türlü gelmek bilmezdi. Başta ben ve Gelibolu kayaların müdavim delikanlıları sürekli olarak lojistik destek sağlardık babama. Topladığı yosunları, meşrubat şişelerini çöpe atardık; her nevi malzemenin getir götürünü yapardık.
1990’ların başında kurban bayramının yaza denk geldiği bir sabah, ailecek yapacağımız bayramlaşma seremonisine dakikalar kala babam yine havuzdaydı. Ben ise havuz kenarında lojistik destek için hazırolda bekliyordum. Sahilde sabah yürüyüşü yapan 2 tane emekli öğretmen duruşlu kadın yanımıza geldi ve düşünceli bakışlarla babamı süzdüler. Gelibolulu olmadıkları çok belliydi. Babam kafasını sudan kaldırdığı anda grubun lideri hemen söze girdi.
“Evladım, bugün bayramın ilk günü, bugün de mi çalıştırıyorlar sizi?”
“Çalıştırıyorlar.” Babam çok sakince cevaplamıştı. Şakacı kimliğini ön plana çıkarıp boynunu da bükmüştü.
“Ne kadar acımasızmış bu Gelibolu Belediyesi…”
“Amme hizmeti beklemez teyzeciğim. Bugün burada kaç çocuk oynayacak biliyor musun?”
Kadın babamdan belki daha gençti ama teyze duruşlu kadınlara hep “teyze” derdi babam. Anlam veremedikleri sahne sonrasında “kolay gelsin” diyerek uzaklaşmaya başladılar. Artlarından boğuk bir uğultu duyuldu.
“Yaşı da varmış, yazık…”